14 Mart 2013 Perşembe

DADAŞ OLDUK


"Vataannn vataan!" diyerek erdik de Dadaş olduk!
Vatan için nice can verdik de Dadaş olduk!
Tarih boyunca düşmana asla boyun eğmedik.
"Allaaaah!" diye cepheye vardık da Dadaş olduk!
Binlerce şehit verdik, kefen dahi saramadık!
Kardeş dedik sarıldık, birbirimizi kırmadık.
Gece gündüz yürüdük; ama hiç yorulmadık.
Nice kahpe düşmanı kırdık da Dadaş olduk! 
Kazım Paşa halinde canımızı adadık.
"Al bayrağın" rengini kanımızla boyadık!
Aziziyemmm, Aziziyeeemmm şahittir burçlarına dayadık!
Bu başı bu vatana verdik de Dadaş olduk!
Doğu da kaleyiz, biz Erzurumlu Dadaşız!
Edirne'den taa Kars'a tüm yurtta kardeşiz!
Kimimiz gazi, şehit; kimimiz de Bektaşız!
İkilik yapanları sürdük de Dadaş olduk!
Analar balta, satır bizlerde kırık saldık.
Kükredik coştuk amma desturu haktan aldık!
Yurda keleklik yapana ilahi aşkla daldık.
BİZ BU HÜRRİYETİ, BİZ BU CUMHURİYETİ KURDUKTA DADAŞ OLDUK!

13 Mart 2013 Çarşamba

ERZURUM'UN KURTULUŞU

Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun 95. yıldönümü düzenlenen törenle kutlandı. 

Havuzbaşı Atatürk anıtı önünde düzenlenen tören Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Törene Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk, 9'ncu Kolordu Komutanı Korgeneral Kamil Başoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, kamu, kurum ve kuruluş temsilcileri, askeri erkan ve vatandaşlar katıldı.
Atatürk anıtına çelenk sunumunun ardından günün anlam ve önemine binayen konuşma yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, kentin 12 Mart 1918 yılında Rus ve Ermeni düşman işgalinden kurtulduğunu belirtti.
Başkan Küçükler, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Erzurum'un 95. yıldönümünü kutlamak üzere bir araya geldik. Tarih şuuru yüksek Erzurum halkının her yıl olduğu gibi bu yıl da törene gösterdiği ilgi bizi sevindirmektedir. Hemen belirtmek isterim ki, Anadolu topraklarını bize vatan yapan büyük ecdadımıza her daim şükran borçluyuz. Asırlardan beri Anadolu'nun 'Doğu Kapısı'nı, Erzurum'u bekleyen ecdadımız, karlı Sarıkamış dağlarından Kuzey Afrika çöllerine, Balkan ovalarından Kafkas dağlarına kadar, çeşitli coğrafyalarda ve kıtalarda, bu aziz vatan ve bu aziz millet için kahramanca mücadele etmişlerdir. 'Vatan ve millet' kavramları Erzurumlular için asla bir hamaset örneği olmamıştır; vatan ve millet konusu Erzurumlular için bir iman meselesidir, büyük bir mefkûredir. Bu ruhun bir tezahürü olarak Erzurumluların, kurtuluştan bir yıl sonra, şehrin enkazı üzerinde, Erzurum Kongresini toplayarak, parçalanmak ve yok edilmek istenen vatanın kurtarılması, milletin birlik ve dirliği için verdikleri mücadele, hakikaten emsalsizdir. Kadınıyla erkeğiyle "Dadaş" ruhunu anlayabilmek için müsaadenizle dikkatinizi önce bir noktaya çekmek istiyorum: Sizlerin de bildiği üzere, Birinci Dünya Harbi'nde, 1916 yılının Şubat'ında, Ruslar ve yandaşı Ermeni çeteleri şehrimizi istila etmişlerdi. Rus kuvvetleri, 1917 de gerçekleşen ve Çarlık yönetimine son veren Bolşevik İhtilali nedeniyle, silahlarını Ermeni çetelerine bırakıp Erzurum'dan ve tüm Doğu Anadolu'dan büyük ölçüde çekildiler. Ermeni Ordusunu yöneten ve kanlı bir zalim olan Antranik sergerdesi, başkenti Erzurum olan, 'Batı Ermenistan Geçici Hükümeti'ni kurdu ve katliamlarına başladı. 1918 yılının 12 Mart'ında ise, Mehmetçiğin süngüsü önünde, onlar da defolup ebediyen gittiler. Fakat yangın yeri Erzurum'dan geriye bir enkaz kaldı. Şehrin merkez nüfusu 8 bin 500 civarına kadar düştü. Artık düşman yoktu. Ordumuzun ve Erzurum'un cefakâr evlatlarının gayretleriyle şehir bir kere daha kurtarılmıştı. Ancak, ahalinin tarlasını sürecek öküzü, ekecek tohumu dahi kalmamıştı. Ermeniler, her şeyi yağmalamışlardı. İnsanlar, Sarıkamış'tan, Kars'tan, sırtlarında, çuvalla tohum getirip kürekle belleyerek tarla ekmişlerdi. Şimdi sizlere bir soru sormak istiyorum: Nasıl oluyor da viran olmuş bir şehir, milletin tamamını kucaklayan ve yeni bir devletin doğmasını temin eden büyük bir kongreyi Erzurum'da toplayabilmişti? Bunu sağlayan ruh nedir?
Şimdi, bu başarıları gösteren "Erzurum ruhundan" bir iki örnekle söz etmek istiyorum.
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum Şubesi'nin ilk başkanı İbrahim Hakkızade Hacı Fehim Efendi, Ermeni katliamlarını soruşturmak üzere şehrimize gelen İçişleri Bakanlığı Müfettişi Abdullah Bey'e, Erzurum'daki Ermeni vahşetiyle ilgili şahidi olduğu bazı hususları rapor etmiştir. Fehim Efendi, devletsiz, hükümetsiz, askersiz kalmış bir şehirde, Ermeni çetelerinin merhametine havale edilmiş Erzurum'da yaşadıkları facialardan yola çıkıp bir devlet-millet muhasebesi yapar. Bu tespit, 'Erzurum ruhunun' aslı ve esasıdır. Gavurboğanları, Aziziyeleri, Nene Hatunları, Erzurum Kongresini ve Erzurumlunun millet ve vatan davasını anlamak istiyorsak, aslında bu ruhu anlamamız gerekmektedir. Fehim Hoca, Ermeni vahşetinden sonrasını yazdığı raporda şöyle anlatır: "Abanın kadri yağmurda bilinirmiş! Biz de iyice bildik, devlet nedir, millet nedir, ordu nedir! Hele bir düşünsek; insanın kendi devletinin, kendi milletinin, kendi ordusunun olması ne büyük nimettir; ne büyük saadettir. Bunlar varsa millet vardır. Bilseniz, böyle zamanlarda insan kendi ırkından doğan bir hükümeti ne kadar arıyor ve hayati önemini nasıl tekdir ediyor... Bu büyük felaket zamanında düşman nedir, gördük! Hükümetsiz kalmak nedir, anladık! Bir düşünsek, kendimizden olan en fena bir idare acaba şu zalimlerin bizlere yaptıklarının binde birini yaparlar mı?... Ah, Efendiler! Varsın han evlerimiz harap olsun, yenileri yapılır; servetlerimiz talan olsun, yenileri kazanılır. Hiçbir şeyimiz olmasın, tek kendi milletimizden doğan bir hükümetimiz ve sınırlarımızı bekleyen kendi evlatlarımızdan askerlerimiz olsun, yeter!"

Başkan Küçükler, Faruk Nafiz Çamlıbel'in, Erzurum halkıyla ilgili bir değerlendirmesinde bulunarak, "Bu psikolojiyi şu sözlerle ifade eder: "Bütün memleketlerin serhatte bulunan, hudut bekçiliğini yapan şehirlerinde, hemen taşınacaklarmış, hemen hicret edeceklermiş gibi tabii bir hazırlık sezilir. Hâlbuki Erzurum, Türkiye'nin bir ucunda taş kesilmiş bir iman gibi sabit ve metin durmaktadır." Prof. Dr. Fatin Sezgin Hocamız ise, Erzurum Kongresi örneğinden yola çıkıp bu hususu bir başka açıdan ele alır ve şöyle der: "Memleketin şirazesini ancak bu sınır vilâyetleri halkının siyasi olgunluğu ve sağduyusu korumaktadır." (Malumunuz olduğu üzere şiraze, kitabı bir arada tutan tutkallı sırt kumaşıdır. Şirazesi dağıldı mı kitap fasiküller halinde parçalanır.) İşte Erzurum'un ülke için manası budur. Erzurumlunun kültüründen kaynaklanan özel bir psikolojisi vardır: Bu psikoloji, devlet ve millet kavramı etrafından teşekkül eden, en üst seviyede bir fedakârlık psikolojisidir. Evet, Erzurumlu ruhu işte budur! Dadaşlık ruhu, Nene Hatun ruhu budur, millet için, yurt için fedakarlık!. Erzurumlu için, 'Hükümetsiz, ordusuz bir millet mevcut olamaz. Erzurumlu ruhu için behemehal tesis edilmesi gereken ilk iş olmayanı oldurmaktır.' Bu toprakları döktükleri kan ve alın terleriyle bizlere vatan bırakan ecdadımız, Erzurum için elimizden gelenin en iyisini yapmayı bize bir vazife olarak yüklemiştir. Tarihin bize öğrettiği hakikat şudur: Ancak güçlü olan ve sürekli ilerleyen milletler milli varlıklarını ve vatanlarını koruyabilirler. Dünya Harbi sonunda bir enkaz durumunda bırakılan Erzurum'un, Cumhuriyetle birlikte yeniden küllerinin üzerinden ayağa kalkması, bu ruhla gerçekleşmiştir. Bu gün elde ettiği yüksek büyüme hızıyla dünyanın en büyük ekonomilerinden biri durumuna gelen, bilim ve teknoloji üretebilen Türkiye'mizin güzide kenti olan Erzurum, artık her bakımdan ilerlemekte, hak ettiği müreffeh ve medeni yolda emin adımlarla yürümektedir. Erzurum, tarihsel olarak Doğu Anadolu'nun merkezi bir şehridir. Dün olduğu gibi bugün de hükümetimiz, Erzurum'a çok büyük önem vermekte ve bu şehrin daha iyi imkanlara kavuşabilmesi için her türlü maddi ve manevi desteği sunmaktadır. Erzurum'un mesuliyetini deruhte etmiş insanlar olarak bizlere düşen ise, verilen imkanları en iyi şekilde, milletimizin maddi ve manevi kalkınması ve refahı için kullanmaktır. 2006 Yılından beri yürüttüğümüz Erzurum Büyükşehir Belediyesi'ndeki hizmetlerimizle ve diğer ilçe belediyelerimizin yaptıkları hizmetlerle, şehrimiz, yeniden doğunun merkezi şehri olmayı başarmıştır. Alt yapısı üst yapısı büyük ölçüde tamamlanmış, yaşam alanları bakımından zenginleşmiş, yeni semtler, yeni yeni konutlar ve modern alışveriş merkezleriyle, çağdaş bir kent imajı kazanmış olan Erzurum, üniversiteleriyle, uluslararası kış turizmi tesisleriyle, son teknolojilere sahip hastane kampüsleriyle merkezi bir şehir özelliği kazanmıştır. Her geçen gün daha da gelişen organik tarım ve hayvancılıkla şehrimiz göz doldurmaktadır. Erzurum, çağrı merkezleri, gelişen ticari hayat ve sanayideki genç girişimcilerin varlığıyla, marka değerini daha da geliştirmekte ve kendisine globalleşen dünyada, daha sağlam bir yer edinmeye devam etmektedir. Yüzeysel birkaç sözle konuyu değerlendirmemiz de mümkündü. Fakat biz bunu yapmak istemedik. Sizlere dağıtılan konuşmamın daha geniş metninde, tarihimizin derinliklerine giderek, yaşadıklarımızı özet olarak bir kere daha hatırladık ve sizlerle paylaştık. Yüz yılın başında bizlere büyük acılar yaşatan emperyalist güçler, bugün yine tehditlerini açık ve örtülü olarak sürdürmekten geri durmamaktadırlar. Yıllardır huzurumuzu, birlik ve bütünlüğümüzü tehdit eden terör faaliyetlerinin arkasında dün ülkemizi aralarında paylaştıranların yer alması bizi şaşırtmıyor. Biz millet olarak uyumuyor, hakikati tüm çıplaklığıyla görüyor ve biliyoruz. Madem kötü niyet sahipleri vardır. O halde, millet olarak madden ve manen güçlü olmak durumundayız. Dün olduğu gibi bugün de caydırıcılık budur. Birbirimize her zamankinden daha fazla kenetlenmeğe mecburuz. Daha çok çalışmalı, daha çok üretmeliyiz. Milletimiz, yediden yetmişe vasıf kazanmak mecburiyetindedir. Bu nedenledir ki, oğullarımızı, kızlarımızı en iyi şekilde eğitmeliyiz. Çünkü savaşlar ve istilalar geleneksel yöntemlerle olduğu kadar, artık daha çok bilimsel bilgi, beşeri ve iktisadi güç ve ileri ekonomik yapılar üzerinden gerçekleştirilmektedir."şeklinde konuştu.

Dünyanın gözünün ülkemizde ve son yıllarda ilimizde olduğunun bilincinde olarak hareket ettiklerini ifade eden Başkan Küçükler, "Erzurum, beş yıl sonra, yani 2018 yılında, düşman işgalinden kurtarılışının yüzüncü yılını idrak edecektir. Bu beş yılı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Beş yıl sonra Erzurum, her bakımdan çok daha ileri gitmiş, büyük bir kent olmak mecburiyetindedir. Cumhuriyetimizin yüzüncü kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında ise, Erzurum, Doğu Anadolu'nun bir incisi olarak göz kamaştıracaktır. Bundan kimse kuşku duymamalıdır. Dün olduğu gibi bugün de şehitler vererek bu mukaddes vatanı döktükleri kanlarıyla koruyan ve bizlere emanet eden aziz şehitlerimizi, gazilerimizi, silahlı kuvvetlerimizin pek değeli subaylarını, komutanlarını, saygı ve minnetle anıyoruz." dedi.

Başkan Küçükler'in konuşmasının ardından öğrenciler tarafından şiirler okundu. Tören halk oyunlarının ekibinin gösterisiyle son buldu. 

GELSENKİRCHEN'DE TÜRK DÜĞÜNÜ

Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu rövanş maçında Almanya temsilcisi FC Schalke 04'ü deplasmanda 3-2 yenerek çeyrek finale yükseldi. 

Ve maç Sona erdi. Galatasaray tur atladı.

GOOLLLLL DK 90+5: Umut Bulut.Galatasaray kontra atağında Selçuk pasını Umut'a gönderdi. Umut karşı karşıya pozisyonda ilk vuruşu Hildebrand'dan döndü ama ikinci pozisyonda Umut topu ağlara gönderdi.

DK90+4: Sead Kolasinac sarı kart gördü

Maç sonuna 5 dakika uzatma eklendi.

DK 89: Hızılı gelişen atakta Hamit'in yerden ortasında Selçuk'un vuruşu kaleciden dışarı çıktı, pozisyon için de ofsayt bayrağı kalktı.

DK 88: Sağ çaprazdan Farfan'ın ceza sahasına ortaladığı serbest vuruşta Melo topu uzaklaştırdı

Sarı kırmızılı ekipte Burak Yılmaz'ın yerine Umut Bulut oyunda.

Schalke 04'te Marco Höger ve Teemu Pukki'nin yerine Chinedu Obasi ve Maximilian Meyer oyuna girdi.

DK 85: Drogba yaptığı hata sonucunda topu kapmak isterken rakibine faul yaptı, sarı kart gördü.

DK 84: Drogba ve Amrabat'tan güzel bir duvar pası, Amrabat sol çaprazdan ceza sahası içine girdi,  şutunda kaleci başarılı.

Semih sakatlığından dolayı oyundan çıkarken Gökhan Zan oyuna girdi.

DK 75: Bravo Muslera, Schalke çok hızlı geldi. Kendi yarı sağlarından Sol kanatta bulunan Draxler'e çok uzun bir top attılar, Draxler Semih'le ikili mücadeleye girdi ve Semih yerde kaldı. Soldan ceza sahası içine giren Draxler topu içeri çevirmek isterken Muslera açısını kapattı ve topa sahip oldu. Bu arada Semih, Draxler'in çarpan kramponu yüzünden yerde kaldı ve sakatlık geçirdi.

DK 73: Sol köşeden kullanılan kornerde savunmamızın karşıladığı topta Farfan'ın vuruşu Dany'den geri döndü..

Galatasaray'da Amrabat oyuna girerken, Sneijder oyundan çıktı.

DK 66: Sol çaprazdan Draxler'in vuruşunda Muslera başarılı bir kurtarışa imza attı..

GOL DK 63: 
2-2 oldu .Bastos attı. Höger'in ceza sahası dışıdna şutu üst direkten döndü. Pozisyonun devamında oluşan karambolde, Muslera Pukki'ye şut şansı vermedi, Muslera'dan seken top Uchida'nın önünde kaldı, Altı pas içinde Uchida, sağ çaprazda boş olan Bastos'u gördü. Bastos Melo'nun yanından topu ağlara gödnerdi.

DK 56: Pukki'nin ceza sahası sol çaprazından yaptığı vuruşu Muslera iki hamlede kontrol etti..

DK 55: Ceza sahası sol çaprazında topla buluşan Pukki'nin şutunu Muslera direk dibinde çıkardı.

DK 53: Üçüncü gole yaklaştık...Sol kanattan gelişen Galatasaray atağında Sneijder pasını sağ kanattaki Hamit'e, Hamit'te ceza sahası sağ çaprazındaki Burak'a gönderdi. Burak çaprazdan şutunu gönderdi ama Hildebrand son adan kornere gönderdi.

DK 50:Sol kanattan Schalke'nin kullandığı serbest vuruşta savunmamız topu uzaklaştırdı..

İkinci yarı Schalkeli oyuncuların vuruşu ile başladı.

Schalke'de Christian Fuchsoyuna girdigolü atan Roman Neustadter oyundan çıktı.

İlk yarı 2-1 üstünlüğümüz ile sona erdi.

Maç sonuna iki dakika ilave edildi.

GOOLLLLL DK 41:  Bu sefer Burak Yılmaz attı .Riera'nın yatarak uzaklaştırdığı top Burak için pas olduRakibinden kurtulup ceza sahasına giren Burak kalecinin üzerinden aşırtarak topu ağlara yolladı. 2-1 öndeyiz.

GOOLLLLL DK 37:
 Hamit Altıntopppp attııı... Mükemmel bir gol attı.Bu sefer direkten içeri girdi.Selçuk sol kanattan serbest vuruşta pasını Hamit'e verdi. Hamit çok uzaklardan çok sert ama çok düzgün vurdu. Sağ direğe çarpan top filelere gitti. Şimdi skorda eşitlik var 1-1

DK 35: Gole çok yaklaştık. Ebue sağ kanatta içeri baktı ceza sahası içinde sol arkada boş olan Sneijder'i gördü, yerden sert ve akıl dolu bir pas attı. Sneijder gelişine sert vurmak istedi top sağ direğin hemen yanından dışarı çıktı.

DK 32: Çok tehlikelki gelişen Schalke atağında Farfan'a atılan ara pasında Semih araya girip topu uzaklaştırdı. Atağın devamında top en son Farfan'dan dışarıya çıktı.

DK 24: Sağ kanattan Drogba'nın yaptığı ortaya Burak'tan önce savunma kafayı vurdu..Ceza sahası dışına seken topa uzaklardan Melo sert bir şut denedi  top savunmadan döndü. Devamında sol kanada açılan topu alman isterken Farfan Faul yaptı. Kulalnılan serbest atış etkisiz oldu.

DK 22: Schalke atağında sol çaprazdan ceza sahasına giren Pukki'nin vuruşu Muslera'da kaldı.

GOL DK 17: Neustadter attı.Sağdan kullanılan kornerde Höwede'in kafa vuruşu Semih'e çarptı, kale sahası içinde yaşanan karambolde Muslera topu uzaklaştırmak istedi ancak başarılı olamadı, seken top Neustadte'in önüne düştü, Neustadte ayağının içi ile boş kaleye,defansın arasından topu gönderdi. 1-0

DK 15: Höger yaptığı hareket sonunda sarı kart gördü

DK 14: Selçuk karşı karşıya kaçırdı. Drogba ceza sahası soldan içeri kaçan Selçuk'a çok şık bir pas verdi Selçuk sol çaprazda kaleci ile karşı karşıya kaldı vuruşunda kaleci baraşılı oldu.

DK 12: Schalke sağdan korner kullandı oluşan karambolde vurulan top dışarı gitti.

DK 9: Selçuk kendi yarı sahasından akıl dolu bir pas attı. Defansın arkasına sarkan Burak topu kontrol etmek isterken defans araya girdi ve en son burak'a çarpan top auta çıktı.

DK 6: Galatasaray baskı kurmaya çalışıyor, bu sefer sol çaprazdan ceza sahasına giren Drogba'nın sert vuruşunu kaleci kornere çeldi.

DK 5: Burak soldan ceza sahası içeine atılan topu kontrol etmek isterken yerde kaldı seken topa Drogba sert vurdu yandna dışarı çıktı. Burak pozisyon sonunda penaltı bekledi.

DK 2: Hamit ceza sahasına çok uzak mesafeden sert bir şut denedi top yandan dışarıya çıktı.

Maça Galatasaray başladı.

İki takımda siyah bantla sahaya çıktı. Galatasaray'ımıza başarılar dileriz

UEFA Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu rövanş maçında Almanya temsilcisi FC Schalke 04 ile oynayacağı maç için Veltins Arena'ya geldi. Karşılaşmada takımların 11'leri de belli oldu, takımlar maça şöyle başlıyor:

Galatasaray:
 Muslera, Eboue, Semih Kaya, Dany, Riera, Hamit, Melo, Selçuk, Sneijder, Burak, Drogba

Schalke 04: 
Hildebrand, Höwedes, Uchida, Matip, Kolasinac, Bastos, Höger, Draxler, Neustadter, Farfan, Pukki 

6 Mart 2013 Çarşamba

ÇEKİLİN YOLDAN DADAŞ GELİYOR

Spor Toto 3. Lig 3. Grupta mücadele eden Erzurum Büyükşehir Belediyespor kendi saha ve seyircisi önünde ağırladığı Mardinspor'u 4-1 mağlup ederek 3 puanın sahibi oldu. 

STAT: 
Kazım Karabekir

HAKEMLER:
 Taner Ağıç xxx, Mahmet Çakır xxx, Ali Yetim xxx

ERZURUM BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR:
 İlker xxx, Fatih Gültekin xxx, Oktay xxx, Cabir xxx, Ahmet xxx (Dak. 64 Fatih Arat xx) , Zafer xxx, Samet xxxx, Erdinç xxx, Ekrem xxx, Kemal xxxx, İsmail xxx

MARDİNSPOR:
 Rıdvan xx (Dak. 46 Oğuz xx), Murat xx, Şahin xx, Cemil xx, Fikret xx, Şeyhmuz xx, Yusuf xx, İlker xxx, Mehmet xx, Erkan xx, Dursun xx

GOL: 
Dak. 36 Kemal, Dak. 45 İsmail, Dak. 48 Ahmet, Dak. 61 Fatih Gültekin (Erzurum Büyükşehir Belediyespor) Dak. 54 Dursun (Mardinspor)
SARI KART: Zafer (Erzurum Büyükşehir Belediyespor) Şehmus (Mardinspor) 

5 Mart 2013 Salı

O SENDEN VAZGEÇMEDEN



Dünyada, ulaştığında seni neşelendiren ne varsa, o vuslat zamanında ondan ayrıldığını bir düşün!...
Seni neşelendiren şeyle niceleri neşelendi, fakat sonunda rüzgar gibi geçti, sahibine vefa göstermedi.
Gönül: Sana da vefa etmez, seni de terk edip gider, o senden vaz geçmeden, sen ondan vaz geçmeye bak!... 
"Herşey fanidir.Helak olur.
"Mevlana"

YOLUNDA ÖLÜRÜM


Ağır ağır giden karıncaya sormuşlar
Nereye gidiyorsun?
Uzaktaki sevdama demiş karınca
"Bu ayaklarla zor gidersin" demişler
"Olsun" demiş karınca
"Ona varamasam da YOLUNDA ÖLÜRÜM!


3 Mart 2013 Pazar

MÜSLÜM BABA'YI KAYBETTİK

Dört aydır tedavi gören ünlü sanatçı Müslüm Gürses, bu sabah yaşam mücadelesini kaybetti.

Geçirdiği by-pass ameliyatının ardından Memorial Hastanesi'nde tedavi altında bulunan Müslüm Gürses'in durumu, dün sabah saatlerinde ağırlaşmıştı.

Dört aydır yoğun bakımda bulunan Gürses'in doktoru Kardiyoloji Uzmanı Deniz Şener, dün yaptığı açıklamada, "Makine desteğiyle hayatını sürdürmekte. Genel durumu iyi değil, kaybedebiliriz... Bu risk oldukça yüksek'' ifadesini kullanmıştı.

Müslüm Gürses, 18 Kasım'da Memorial Hastanesi'nde by-pass ameliyatı geçirmişti.

Ameliyat sonrasında sanatçıda karaciğer, böbrek yetmezliğinin yanı sıra bağırsak ve akciğer sorunları baş göstermişti.

Gürses, 4 aydır yoğun bakımda devam eden yaşam mücadelesini bugün kaybetti. 

MÜSLÜM GÜRSES'İN HAYATI

Müslüm Gürses 7 Mayıs 1953 Şanlıurfa'da doğdu. Gerçek adı Müslüm Akbaş'tır.

Son yıllarda bazı pop ve rock tarzındaki parçaları da repertuarına katarak Nilüfer'in Olmadı Yar isimli şarkısını, Teoman'ın Paramparça ve Tarkan'ın İkimizin Yerine adlı çalışmalarını da seslendirdi.
1979 yılında ilk defa İsyankar filmiyle kamera karşısına geçen Gürses, toplam 38 sinema filminde rol almıştır.

ÇOCUKLUĞU

7 Mayıs 1953'de Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesi'nin Fıstıközü köyünde kerpiç bir evde dünyaya geldi.
Annesinin adı Emine'dir. Babası Mehmet Akbaş rençberlik yapar, türkü söylemeyi sever, bağlamaçalardı. Akbaş çiftinin Müslüm'den sonra Ahmet ve Zeyno adında bir erkek, bir de kız çocukları oldu.
Müslüm Gürses'in çocukluğunun ilk yılları Şanlıurfa'da geçti.

Gürses üç yaşındayken ekonomik nedenlerden dolayı ailecek Adana'ya göç ettiler

SANAT YAŞAMININ İLK YILLARI

Müslüm Gürses, şarkıcılığa 1965 yilinda, kücük yaşta Adana'da bir çay bahçesinde şarkılar söyleyerek başladı, ayni zamanda Halkevine de gitti. Terzi çıraklığı ve kunduracılık yaptı, o yıllarda bir gazinoda sahneye çıktı. Ayrica ilkokuldan mezun olduktan sonra 14 yaşındayken, 1967 yilinda Adana Aile Çay Bahçesi'nde düzenlenen yarışmaya katıldı ve birinci oldu. Sesiyle küçük yaşlarda dikkat çeken Gürses kendisiyle yapılan bir röportajda o dönemle ilgili olarak şunları söylemiştir: "İlkokulu bitirdim. Gerisi yok. Adana'da damda yatarken uzun hava okudum. Arkadaşım Halkevine gidiyordu. Ben de gittim. Derken Çukurova Radyosu'nda sanatçı oldum"

Soyadını da orada çalışırken "Gürses" olarak değiştirirler.

1967 yılından itibaren TRT-Adana-Çukurova Radyosunda da her hafta Cumartesi günü canlı olarak türküler söyledi. 1968 yılından itibaren piyasaya ilk 45'likleri çıkarmaya başladı. İlk plağı 1968 tarihli "Emmioğlu/Ovada Taşa Basma" plağıdır ve Ömür Plak , Adana basımıdır. Ömür Plak ile toplam 4 adet 45'lik yaptı.

İstanbul'a gelen Gürses, Selahattin Sarıkaya 'nın sahibi oldugu Sarıkaya Plak ile 2 adet 45'lik Plak yaptı: "Giyin Kusan Selvi Boylum/Hayatımı Sen Mahvettin" ile "Gitme Gel Gel/Haram Aşk".

Daha sonra 1969 yılında yine İstanbul'da Palandöken firması ile çıkış parçası olan "Sevda Yüklü Kervanlar"ı içeren "Sevda Yüklü Kervanlar/Vurma Güzel Vurma" isimli 45'lik Plağı çıktı. Bu plak tam 300.000 adet satarak rekor kırmıştır.
Gürses, bu plaktan sonra askerliğini yaptı, tekrar İstanbul'a gelerek aynı firmada plaklarını çıkarmaya devam etti. Palandöken firması ile tam 13, sonra Bestefon firmasi ile tam 4, daha sonra Hülya Plak ile tam 15 ve nihayet Çın Çın Plak ile tam 2 adet 45'lik plak yaptı.

DİNLEYİCİ KİTLESİ

Müslüm Gürses`in dinleyici kitlesi birçok araştırmaya konu olmuştur. Doktora tezleri dahi yazılmıştır (Mesela 2002/ Bağlam Yayıncılık : Caner Işık / Nuran Erol , " Arabeskin Anlam Dünyası ve Müslüm Gürses Örneği ").

1999 yılında Müslüm Gürses' in o dönemde 15 yıl boyunca albümlerini çıkardığı Elenor plak firmasıyla yolları ayrıldı.
Ocak 2006`da Gönül Teknem adlı albümü Seyhan Müzik etiketiyle raflardaki yerini almıştır. Gürses'in, 2006'da yazar Murathan Mungan'la ortak projesi "Aşk Tesadüfleri Sever" Pasaj Müzik etiketiyle müzik marketlerdeki yerini aldı. Mungan'ın sözlerini yazdığı, David Bowie'den Garbage'a, Leonard Cohen'den Jane Birkin'e birçok yabancı müzisyenin bestesini yaptığı şarkıları seslendirdi. Sonra 2009 yılında yine ayni firmadan çarpıcı bir albüm "Sandık" ile Müslüm Gürses sahnelere geri döndü.
2010 yılında Kasım ayında yeniden Pasaj Müzik ile "Yalan Dünya" isimli bir albüme imza atmıştır.

FİLMOGRAFİ

Müslüm Gürses 38 filmde oynamıştır. Bu filmler şunlardır:

Ağlattı Kader - 1984
Amerikalılar Karadeniz'de 2 - 2007
Anlatamadım - 1983
Balans ve Manevra - 2005
Bağrı Yanık - 1980
Beleşçiler - 1986
Bir Akıllı Bir Deli - 2002
Bir Yıldız Doğuyor - 1984
Çare Sende Allah'ım - 1984
Çığlık - 1986
Dertler İnsanı - 1990
Dünya Boştur - 1990
Esrarlı Gözler - 2008
Garibanlar - 1984
Güldür Yüzümü - 1985
Hasret - 1980
İkizler - 1985
İsyankar - 1979
İtirazım Var - 1980
Kader Rüzgarı - 1986
Kısmetin En Güzeli - 1986
Kul Kuldan Beter - 1985
Kul Sevdasi - 1980
Küskünüm - 1986
Muhabbet Kuşları - 2002
Mutlu Ol Yeter - 1981
Oğlum - 1987
Ömerçip - 2002
Seher Vakti - 1986
Sev Yeter - 1984
Sevmemeli - 1988
Şov Bizinıs - 2011
Talihsizler - 1987
Töre - 1986
Yalnızlık Korkusu - 1988
Yaranamadım- 1985
Yıkıla Yıkıla - 1986
Zeytin Gözlüm - 1980 

ERZURUM MUTLU DÖNÜYOR

Spor Toto 3. Lig 3. Grup'ta Elazığ Belediyespor, sahasında Erzurum Büyükşehir Belediyespor'a 2-0 mağlup oldu.

STAT: 
Özel İdare Sentetik Saha

HAKEMLER : 
Volkan Yanç xx , Ahmet Yakarca xx, Emir Eray Eyisoy xx

ELAZIĞ BELEDİYESPOR: Serkan xx, İsmail xx, Emin Gül xx, Mehmet Tosak xx (İzzet dk. 60 x), Mehmet Bozcan xx, Tahir Kurtuluş xx, Murat Kürüm xx, Soner Eser Baş xx, Ali Demir xx, Harun Koç xx (Yaşar dk. 62 xx), Adnan Kızılgöz xx (Mehmet Can dk. 78 x)

ERZURUM BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR: Erhan xx, Dede Çelik xx, Cabir Coşar xx (Oktay dk. 76 x), M. Emin Bakan xx, M. Fetahoğlu xx, İsmail Aslan xx, Emrah Bayram xx (Cihan dk. 64 x), Ekrem Sütçü xx, Kemal Akbaba xxx (Fatih dk. 81 x), İsmail Türkaslan xx

GOLLER:
 Kemal Akbaba (dk. 56 ve 58)
SARI KARTLAR: İsmail Odabaşı, M. Emin Gül, Murat Türüm (Elazığ Belediyespor), Fatih Gültekin, İsmail Türkaslan, Mehmet Emin, Kemal Akbaba (Erzurum Büyükşehir Belediyespor)


Kaynak: erzurumajans

İNÖNÜ SON SANİYE GOLÜYLE YIKILDI.

Spor Toto Süper Lig'in 24. haftasında Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında oynanan derbi mücadelesini siyah-beyazlı takım son dakikada bulduğu golle 3-2 kazandı.

MAÇTAN DAKİKALAR (İLK YARI)

14. dakikada sağ kanattan Gökhan Gönül'ün yaptığı ortada Kuyt'ın kafa vuruşu yandan auta çıktı.

19. dakikada sağ köşeden Emre Belözoğlu'nun kullandığı kornerde arka tarafta Kuyt'ın yaptığı volede McGregor'ın sektirdiği topu Webo ağlara yolladı ancak hakem pozisyon için ofsayt bayrağını kaldırdı.

23. dakikada ceza yayı gerisinden Emre Belözoğlu'nun yaptığı yerden vuruşta sol köşeye giden topu McGregor uzanarak kornere çeldi.

24. dakikada sağ kanattan Cristian'ın kullandığı kornerde ön direkte Egemen'in kafa aşırdığı topu arka direkte Sow kafayla filelere gönderdi. 0-1

40. dakikada sağ kanattan Fernandes'in kullandığı serbest vuruşta ceza sahası içerisinde ters bir vuruş yapan Kuyt topu kendi ağlarına yolladı. 1-1

45. dakikada hızlı gelişen Beşiktaş atağında sol kanattan Olcay'ın ortasında arka direkte Holosko'nun kafa vuruşu kaleci Volkan'da kaldı.

45+1. dakikada sağ kanattan yapılan ortada ön direkte boş durumdaki Webo'nun kafa vuruşu auta gitti.

MAÇTAN DAKİKALAR (İKİNCİ YARI)

57. dakikada sağ kanattan Emre Belözoğlu'nun kullandığı köşe vuruşunda ön direkte Gökhan topu kafayla altıpasa gönderdi. Webo gelişine vole denedi, Olcay çizgide topu kornere çeldi.

61. dakikada soldan yapılan ortada Holosko'nun indirdiği topa gelişine vuran Niang, sağ köşeden topu ağlara yolladı. 2-1

63. dakikada sağ kanattan Kuyt'ın ortasında kale önünde bomboş kalan Sow'un kafa vuruşunda top ağlara gitti. 2-2

66. dakikada Sow'un ceza yayı önünden içeri yükselttiği topa Webo yere inmeden vurdu ve ağlara yolladı ancak pozisyon için yan hakem bayrağını kaldırdı.

68. dakikada Fernandes'in ceza sahası dışından sert vuruşunda top kaleci Volkan'da kaldı.

76. dakikada Sow'un ceza sahasına gönderdiği pasa Webo hareketlendi, McGregor da kalesini terk etti. Webo hızlı davranarak topa ayak koydu. Sola açılan topu Caner boş kaleye göndermek istedi, vuruşu üstten auta gitti.

90+3. dakikada hızlı gelişen Beşiktaş atağında Niang'ın savunma arasına gönderdiği pasta kaleciyle karşı karşıya kalan Olcay'ın vuruşunda top filelere gitti. 3-2

STAT:
 BJK İnönü

HAKEMLER: Mete Kalkavan xx, Mustafa Emre Eyisoy xx, Kemal Yılmaz xx

BEŞİKTAŞ: 
McGregor xx, Hilbert xx, Sivok xx, Ersan xx, Gökhan Süzen x (Emre Özkan dk. 59 x), Veli x (Oğuzhan dk. 73

x), İbrahim Toraman xx, Fernandes xx, Olcay xx, Holosko xx, Niang xxx

YEDEKLER: 
Cenk, Escude, Mehmet Akgün, Sinan, Necip

TEKNİK DİREKTÖR: Samet Aybaba

FENERBAHÇE: 
Volkan xx, Gökhan Gönül xx, Bekir xx, Egemen xx, Ziegler xx, Meireles x (Mehmet Topal dk. 73 x),

Emre Belözoğlu xx (Mehmet Topuz dk. 90 ?), Cristian x (Caner dk. 72 x), Kuyt xx, Sow xxx, Webo xx

YEDEKLER:
 Mert, Yobo, Semih, Beykan

TEKNİK DİREKTÖR: 
Aykut Kocaman

GOLLER: 
Sow (dk. 24 ve 63) (Fenerbahçe), Kuyt (dk. 40 k.k), Niang (dk. 61), Olcay (dk. 90+3) (Beşiktaş)

SARI KARTLAR: 
Egemen, Bekir, Emre Belözoğlu, Caner (Fenerbahçe), Gökhan Süzen, Veli, Emre Özkan (Beşiktaş)

ANNESİNİN BAŞINI KESİP FOTOĞRAF ÇEKİLDİ.

İŞTE DETAYLAR!!


Amerika'nın New York şehrinde yaşayan 23 yaşındaki Bashid McLean cep telefonuyla çektiği resimle dehşet saçtı. 


Annesinin başını kesip elinde tuttuğu kafayla mutlu bir şekilde poz veren genç suçunu itiraf etti ve kasıtlı cinayetten gözaltına alındı.

Salı günün köpeğini gezdiren bir adam 45 yaşındaki annenin cansız bedeninin bir kısmını buldu. Araştırma yapan polisler kadının diğer parcalarını da farklı muhitlere dağılmış bir şekilde buldu.

The Huffington Post'un haberinde Bashid McLean'in sorunlu bir genç olduğu belirtildi.




Kaynak: hurhaber